Duyu Bütünleme Terapisi (Ergoterapi)
Duyu Bütünlemesi duyularımızdan gelen bilgileri alıp, bu bilgileri çevrenin gerektirdiklerine cevap için etkin şekilde kullanma becerisidir. Her gün, günün her saati, duyularımız yoluyla bilgi alırız (dokunma, duyma, görme, tat alma, koku, vücut pozisyonu, hareket ve denge). Bizim beynimiz aldığımız uyaranları o kadar iyi organize etmeli ki bizler günlük yaşamımızın her alanında, evde, okulda, oyun zamanında, işte ve sosyal ilişkilerimizde etkin bir şekilde yer alabilelim. Bu nedenle duyu bütünlemesi sinir sistemi işleyişinin önemli bir parçasıdır.
Normal Duyusal Sistemimiz 7 bölümden oluşmaktadır;
- Vestibuler Duyu (denge):
İç kulakta yer alır. Yer çekimiyle bağlantılı olarak, vücudumuzun alan içerisinde nerede olduğunu, hızını, yönünü ve hareketini algılamamızı sağlar, bize bununla ilgili bilgi verir. Bu sistem vücudumuzu dengede tutmak ve vücudumuzun postürünü korumak için temeldir. - Proprioseptif Duyu (vücut farkındalığı):
Kaslarda ve eklemlerde yer alır ve vücudumuzun nerede olduğunu söyler. Bununla birlikte vücut parçalarının nerede olduğu ve nasıl hareket ettiklerine ilişkin bilgi verir. - Tat Duyusu:
Dildeki kimyasal alıcılar tarafından işlenir. Tatlı, ekşi, acı ve tuzlu gibi farklı tatları algılamamız sağlar. - Koku Duyusu:
Burundaki kimyasal alıcıların işlemesiyle yakın çevremizdeki kokular hakkında bilgi verir. - Taktil Duyu (dokunma):
Deride bulunur, vücudun en büyük organıdır. Dokunma, basınç ve ağrı seviyesiyle ilişkilidir ve bu suretle ısıyı (sıcak ve soğuğu) ayırt etmemize yardımcı olur. Dokunma sosyal gelişimin önemli bir parçasıdır. İçinde olduğumuz çevreyi ölçüp değerlendirmemize yardımcı olur ve buna uygun tepkiler geliştirmemizi sağlar. - Görme Duyusu:
Gözün retina kısmında yer alır ve ışık ile aktif hale gelir. Görme duyumuz nesneleri, insanları, renkleri, zıtlıkları ve uzamsal sınırları tanımamıza yardımcı olur. - İşitme Duyusu:
Havadaki ses dalgalarının, dış kulak yolu ile toplanarak, iç kulaktaki reseptörleri uyarması sonucu çevremizdeki sesleri algılar ve beyin sapında anlamlandırılır.
Terapideki hedef çocuğun her zaman mutlu, iletişime açık ve ortamdaki uyaranları rahatlıkla tolere edebilir halde olmasını sağlamaktır. Olumlu tecrübeler öğrenmeyi kolaylaştırır. Seans sırasında mutlu olan çocuk iletişimi sürdürür ve oyun sırasında öğrendiği bilgileri günlük yaşamına çok daha kolay entegre eder. Çocuk ancak dünyayı normale en yakın şekilde algıladığında öğrenmeyi gerçekleştirebilir. Dünyayı en iyi algılama da ancak duyusal bütünlükle sağlanabilir.
Peki çocuğunuzun duyuları doğru bir şekilde bütünleniyor mu?
Çocuğunuz duyuların alma/ ayırt etme/ planlama aşamalarından herhangi birinde sıkıntı yaşıyor olabilir mi?
Nasıl anlayabiliriz?
- Çok fazla titiz, zorlukla teskin olan çocuklar veya daha erken dönemlerde fazlaca irkilen,huzursuz olan bebekler olarak görülür.
- Uyku-uyanıklık döngüsünü regüle etmekte zorluk,uykuya dalmada zorluk, uykusuz durma ve her zaman huysuz uyanma
- Uyarana aşırı duyarlı, dokunmaya, tada, sese veya kokulara aşırı tepkili
- Banyo yapmaya, saç ve tırnak kesimine aşırı tepkili
- Objeleri tutarken, boyarken, yazarken veya akranları veya evcil hayvanlarla etkileşimlerinde fazla/az güç kullanma
- Zayıf kas tonusu, çabuk yorulur, insanlara dayanır ve sandalyede kaykılır.
- Dönme, emekleme, oturma, ayağa kalkma, yürüme veya diğer motor gelişim basamaklarında yavaşlık
- Fazlaca hareket etme, nerede tehlikeli bir durum varsa onu arama ve bulma. Kendisini tehlikeye atmaktan kaçınmama, tehlikenin farkında değilmiş gibi gözükme
- Sakardır, sıklıkla düşer, mobilyalara, insanlara çarpar ve çevresine göre gövde pozisyonunu ayarlamada zorluk
- Yeni motor görevleri öğrenmede zorluk; yönergeleri izlemeye çalışırken veya aktivite basamaklarını izlerken gereksiz sinirlenir.
- Aşırı temkinli olma, ritüellere bağlı kalma isteği
- Oyun alanı aktivitelerinden, beden eğitimi ve/veya spor aktivitelerinden kaçınır.
- Yaşına uygun motor aktivitelerden (zıplama, sallanma, tırmanma, çizme, kesme, yapboz yapma, yazı yazma gibi) hoşlanmaz.
- Akranlarıyla arkadaşlık kurmada zorlanır, daha büyüklerle ya da erişkinlerle oynamayı tercih eder.
Duyu bütünleme bozukluğu olan çocuklar, genç ergenler ve erişkinler terapi yoluyla becerilerini geliştirir ve günlük yaşamlarında daha rahat ve konforlu olurlar. Terapi sayesinde kendilerine duydukları güvende gelişme gözlenir.
Duyu bütünleme terapisinin amacı çocuğa özel hedefler çerçevesinde doğru planlanmış ve hazırlanmış ortam ve aktivite dizini aracılığıyla duruma uygun fonksiyonel, duygusal ve sosyal cevap oluşturma potansiyelini artırmaktır.