Ses Hastalıkları Nelerdir?

Ses Hastalıkları Nelerdir?

Ses hastalıkları; organik, psikolojik, nörojenik, fonksiyonel olmak üzere dört farklı nedenden oluşmaktadır. Nodüller, polipler, reinke ödemi, kas gerilim disfonisi, spazmodik disfoni, ses teli felci, kistler, hemoraj, sulcus vocalis, yaylanma, granülomlar, paradoksal ses teli hareketi, puberfoni ya da parkinson, als gibi bazı nörojenik hastalıklara eşlik eden pek çok ses hastalığı vardır.

Çıkardığımız sesin kalitesi, ses tellerinin ne kadar rahat (ya da eforla) hareket ettiğiyle yakından ilişkilidir. Ses telleri, senkronize bir şekilde titreşirse, çıkan ses de kulağa hoş gelir. Ancak sert bir şekilde, zorlanarak bir araya gelirse, çıkan ses hoş olmamakla kalmaz, ses telleri kalıcı bir şekilde hasar görebilir.

Bir kişi, fazla tiz ya da fazla pes/derin bir ses tonuna, fazla yüksek ya da fazla zayıf bir ses yüksekliğine ya da fazla kısık, havalı veya burundan gelen bir ses kalitesine sahip olabilir. Bazı durumlarda ise çıkan sesin özellikleri kişiye uygun olmayabilir (Yetişkin bir erkeğin aşırı tiz bir ses tonuna sahip olması gibi). Eğer bir kişinin konuşması sırasında ses tonu, yüksekliği ya da kalitesi iletilmek istenen mesajın önüne geçip, iletişim kalitesini bozuyorsa bir ses problemi mevcuttur. Konuşma ya da şarkı söyleme sırasında gırtlakta hissedilen ağrı ya da rahatsızlık da bir ses probleminin mevcut olduğuna işaret eder.

Eğer 10 günü aşkın bir süredir soğuk algınlığı ya da alerji gibi bir sebebe bağlı olmaksızın ses kısıklığı, seste değişiklik ya da gırtlakta rahatsızlık hissi yaşamaktaysanız en kısa zamanda bir Kulak Burun Boğaz hekimine başvurmalısınız.

Doktorunuz, problemin çözümü için bir Dil ve Konuşma Terapisti ya da Ses Terapisti’nin yardımına ihtiyaç duyup duymayacağınızı belirleyecektir.

Başlıca Ses Hastalıkları

 

Zihinsel Engel

Nodüller ve polipler, ses tellerinin orta bölümünde ortaya çıkan ve en sık görülen iyi huylu oluşumlardır. Nodüller, ses telleri üzerinde oluşmuş nasırımsı yapılardır. Polipler, nodüllerden farklı olarak içi sıvı dolu oluşumlardır. Bu yapılar, görünmez kan damarları tarafından beslenir. Boğuk, zorlamalı ses ve çabuk yorulma hem nodülün, hem de polipin tipik belirtisidir.

Rahatsızlığın Nedeni
Hem nodül, hem de polip, konuşma ya da şarkı söyleme sırasında oluşan ses teli travmasına bağlı olarak meydana gelmektedir. Sigara ve alkol kullanımı, kafein, alerji, reflü, zararlı kimyasallara maruz kalma gibi faktörler de nodül ve polip oluşumunda etkili olmaktadır.

Tedavi
Nodül tedavisinde, ses terapisi ilk aşamayı oluşturmaktadır. Tedavide, vokal hijyen önerilerine ek olarak rezonans ses terapisi ve vokal fonksiyon egzersizleri yöntemleri kullanılmaktadır.

 
 

Kisitler

Ses tellerinde oluşan kistler, vücudun herhangi bir yerinde oluşan kistlerle aynıdır. Bu oluşumlar, içi sıvı dolu ve deri tarafından sarmalanmış keseler halindedir. Tek taraflı kistler, ses tellerinin en fazla titreşime giren orta bölgesinde görülür.

Rahatsızlığın Nedeni
Ses teli kistlerinin gerçek nedeni tam olarak bilinmemektedir. Ses tellerinin en çok titreşime giren orta noktasında oluşmasından dolayı, ses kullanımının bu kistlerin ortaya çıkmasında etkili olduğu düşünülmektedir.

Tedavi
Kistler, cerrahi yöntem ile tedavi edilmektedir. Cerrahi müdahaleden sonra ise ses terapisi uygulanmaktadır.

 

Püberfoni

Ergenlik döneminden sonra, organik bir nedene bağlı olmaksızın ergenlik dönemine ait sesi kullanmada ısrar etme durumudur. Problem, yüksek perdeden sesini kullanan erkeklerde daha sık görülmektedir. Püberfoni, sesini yüksek perdeden (çocuk sesi gibi) kullanan kadınlarda da görülmektedir.

Rahatsızlığın Nedeni
Püberfoninin nedenine ilişkin sistematik bir çalışma bulunmamaktadır.

Tedavi
Rahatsızlığın, ses terapisi ile tedavisi mümkündür. Tedavide en tipik yaklaşım, gırtlak masajıdır. Ancak önemli olan nokta, hastanın yeni yetişkin sesini kabullenmesi ve onu kullanmasıdır.

 
 

Reinke Odemi (Polipoid Dejenerasyon)

Reinke ödemi, ses telleri boyunca görülen balon gibi şişliklerdir. Bu rahatsızlığın belirtisi, (özellikle kadınlarda) aşırı düşük perdeden konuşmadır.

Rahatsızlığın Nedeni
Rahatsızlık; sesini fazla kullanan, sigara içen, kimyasallara maruz kalan, aşırı alkol alan ve reflüsü olan kişilerde sık görülmektedir.

Tedavi
Tedavi, hastanın ihtiyacına ve sorunun derecesine göre yapılmaktadır. Eğer şişlik, hava yolunu kapayacak düzeyde ise o zaman cerrahi müdahale gerekmektedir. Şişliğin hafif olduğu durumlarda ilk önce ses terapisi tercih edilmektedir.

 
 

Kas Gerilim Disfonisi

Kas gerilim disfonisi (KGD), bir ya da birkaç kasın fazla kullanılması sonucu seste yorgunluk ve rahatsızlık hissedilmesidir. Her ne kadar KGD, çoğunlukla tek başına ortaya çıksa da, bazı durumlarda organik sorunlara da eşlik edebilmektedir.

Rahatsızlığın Nedeni
KGD’nin nedeni, gırtlak kaslarında görülen aşırı aktivitedir. Aşırı aktivite, çoğunlukla organik bir nedene bağlı değildir ve ses terapisi ile değiştirilebilmektedir.

Tedavi
Ses terapisi, KGD için tercih edilen yöntemdir. Tedavide, değişik terapi yaklaşımları kullanılabilmektedir. Gırtlak masajı ve yumuşak fonasyon, tedavide oldukça etkili olan yöntemlerdir.

 
 

Sulkus Vokalis

Ses teli sulkusu, ses teli dokusu boyunca görülen oluklardır. Bu oluklar, ciddi ses bozukluklarına neden olmaktadır. Genel sulkus belirtileri; güçsüzlük, yorgunluk ve tiz sestir.

Rahatsızlığın Nedeni
Ses teli sulkusunun nedenine ilişkin araştırmalar devam etmektedir. Bazı vakalar, kist alındığı durumlarda görülmektedir. Diğer vakalar ise doğuştan olabilmektedir.

Tedavi
Ses terapisi, bazı belirtilerin ortadan kalkmasına yardımcı olsa da rahatsızlığı tamamen yok edememektedir. Daha etkili tedavi için çoğunlukla cerrahi müdahale gerekmektedir.

 
 

Granülomlar

Granülomlar, gırtlakta oluşan damarlı dokulardır ve çoğunlukla ses tellerinin arka kısmında oluşur.

Rahatsızlığın Nedeni 
Pek çok granülom, mide asidinin gırtlağın arka bölümünü tahriş etmesi sonucu oluşmaktadır. Ayrıca granülomlar, tüberküloz ya da HIV+ olma durumuna bağlı olarak da oluşabilmektedir. Düşük perdede ses üretimi ve gırtlağın arka bölümünün aşırı kullanımının da granüloma sebep olduğu düşünülmektedir.

Tedavi 
Tedavinin en önemli bölümünü reflü tedavisi oluşturmaktadır. Eğer lezyon çok büyükse ve ilaç tedavisine yanıt alınamıyorsa, mikro-cerrahi ve/veya ses terapisi uygulanabilir.

 
 

Paradoksal Ses Teli Hareketi

Paradoksal ses teli hareketi (PSTH), bir ses bozukluğu değildir, fakat soruna ses bozuklukları eşlik edebilmektedir. PSTH, ses tellerinin soluk alma ve verme sırasında kapanma eğiliminde olmasından dolayı alt solunum sistemine havanın rahatça girmesi ve çıkmasına engel olmakta; bu sebeple, solunum güçlüğüne sebebiyet vermektedir. Solunum güçlüğünden dolayı hastalar, panik olmakta ve kimi zaman hastaneye yatırılmaktadır. PSTH, çoğunlukla davranışsaldır ve solunum alıştırmaları ile kolaylıkla tedavi edilebilir.

Rahatsızlığın Nedeni
PSTH’nin bilinen bir nedeni bulunmamasına rağmen egzersizler, reflü, öksürük ve/veya panik gibi sebepler rahatsızlığı tetikleyebilmektedir.

Tedavi
Fizyolojik “tetikleyicilere” yönelik ilaç tedavisinin yanında, Dil ve Konuşma Terapisti tarafından yürütülen davranışsal terapi ve bazı durumlarda bunlarla birlikte kaygı için psikolojik ya da psikiyatrik destek tedavisi, PSTH için etkili tedavi yöntemidir.

 
 

Ses Teli Felci

Ses teli felci, ses tellerine giden bir ya da birkaç sinirin zayıf çalışması ve ses tellerinin hareket edememesi ya da normale dönememesi durumudur. Birçok durumda ses telleri, ya tam kapanma gerçekleştiremez ya da hiç kapanamaz. Aynı zamanda ses telleri, ince tonda sesleri üretmek için gerektiği gibi uzayamaz. Çok nadir olarak, ses tellerinin açılmadığı da görülmektedir. Bu durumda, hastanın solunumu zorlaşmaktadır.

Rahatsızlığın Nedeni
Ses teli felci, pek çok şeye bağlı olabilir. En sık rastlanılan sebepler viral kaynaklıdır. Hasta, grip ya da üst solunum yolu enfeksiyonu ve buna bağlı olarak larenjit geçirdiğinde, bu tür sorunlar yaşanabilir. Diğer sebepler ise cerrahi girişimler (göğüs, boyun ya da omuz), kalp sorunları ve nadiren beyin hasarlarıdır.

Tedavi
Tedavide, ses tellerinin kapanma kalitesini arttırmak için ses terapisi uygulanır. Bazı durumlarda cerrahi müdahale ile ses tellerinin sesleme ve yutma sırasında kapanmasını sağlayacak şekilde işlem yapılır.

 
 

Spazmodik Disfoni

Spazmodik disfoni (SD), konuşma sırasında ses tellerinin değişik zamanlarda aniden kasılarak sesin kesilmesine neden olmasıdır. SD’de ses etkilenirken, öksürme, gülme gibi istemsiz olarak yapılan hareketler ve hatta şarkı söyleme bile normal olabilir.

Rahatsızlığın Nedeni
SD’ye neyin sebep olduğu henüz bilinmemektedir. Ancak bazı vakalarda sebep; hiçbir bozukluğa bağlanamayan, minör düzeyde olağandışı sinir yapısı ya da beyne bağlanmaktadır. Bu olağandışı durum, konuşma dışında başka bir soruna yol açmamaktadır. SD’nin, ses telleri sinirlerinin uyarılmasına karşı bir tepki olarak oluştuğu düşünülmektedir.
 

Transgender Ses Problemleri

Transgender ses problemleri, bir kişinin biyolojik cinsiyetinden, karşı cinse geçme tercihi nedeniyle görülen ses problemidir.

Rahatsızlığın Nedeni
Kadın ve erkeklerin ses üretim sistemleri ve biyolojik yetenekleri farklı olduğundan, karşı cinse geçme tercih edildiği zaman ortaya ses problemi çıkar.

Tedavi
Transgender ses problemleri; tıbbi yöntemler, cerrahi ve terapi yöntemiyle tedavi edilmektedir. Uygulanan tıbbi ve cerrahi müdahalenin devamında tedavi sürecini davranışsal yaklaşımlı ses, konuşma ve dil terapisi oluşturmaktadır.

Yetişkinlerde Konuşma Bozukluğu

Yetişkinlerde Konuşma Bozukluğu

Yetişkinlerde konuşma bozukluğu bir yetişkinin sözel iletişimde zorluk çekmesine neden olan herhangi bir belirtidir. Bu problemler arasında takılmalı, yavaş, kısık sesli, kekeleyerek veya hızlı konuşma vardır. Diğer belirtiler arasında sert yüz kasları, ağızdan salya akması, kelimelere zor erişme ve sesle ilgili kasların aniden kasılması vardır.

Aniden konuşma bozukluğu yaşarsanız hemen tıbbi yardım isteyin. Bu durum altta yatan ciddi bir hastalığa işaret edebilir.

Artikülasyon Bozukluğu Nedir ?

Artikülasyon Bozukluğu Nedir ?

Artikülasyon bozukluğu bir konuşma bozukluğudur. Bir veya daha fazla konuşma sesi üretiminde zorluklar yaşanması / çıkarılamaması durumudur. En yaygın olarak /s/, /z/, /l/ ve /r/ seslerinde problem yaşanmaktadır. 

Çocuklarda Artikülasyon Bozukluğu ( Konuşma Bozukluğu )

Artikülasyon bozukluğu, sesleri çıkarırken bazı seslerin atlanması, başka sesler eklenmesi veya seslerin çarpıtılması sorunudur. Artikülasyon bozukluğu olan çocuklar gelişimsel seviyeleri ile paralel olarak çıkarması gereken sesleri çıkaramazlar.

Artikülasyon Bozukluğunun Nedenleri Nelerdir ?

  • Dil kaslarının düzgün çalışamaması,
  • Damak yarığı veya damağın yüksek olması,
  • İşitme kaybı,
  • Zeka geriliği,
  • Çene kaslarındaki problemler,
  • Dil bağının dil ucuna fazla yakın olması,
  • Burunda et olması

Yukarıdaki fiziksel sebepler haricinde aile içindeki sorunlar, boşanma, çocukta utangaç kişilik gibi psikolojik sebepler de artükilasyon bozukluğuna sebep olabilir

 

 

Artikülasyon Bozukluğunun Belirtileri Nelerdir?

Artikülasyon bozukluğunu 4 temel belirti ile değerlendirebiliriz. Bunlar atlama, yerine koyma, ekleme ve çarpıtmalardır.

Atlamalarda

Çocuk kelimelerdeki harflerin yalnızca bir kaçını söyler. Örneğin televizyonyerine telezon demesi gibi.
 
 

Eklemelerde

Çocuk kelimelere fazla harfler ekler. Örneğin pilav yerine pilyav demesi gibi
 
 

Yerine Koymada

Çocuk kelimelerdeki harflerin yerine başka harfler koyar. Örneğin kestaneyerine keştane demesi gibi.
 
 

Çarpıtmalarda

Çocuğun çıkardığı kelimeler tam olarak doğru değildir fakat gerçeğine yakındır. Örneğin ekmek yerine eppek demesi gibi.

Afazi

Afazi

Söz veya kelime yitimi olarak ta bilinen afazi bireyde zeka geriliği bellek bozukluğu işitme özrü ve konuşma organlarında bozukluk olmadan konuşma

 işlevinin yerine getirilmemesi durumudur. Nedeni bir beyin hasarı sonucu oluşan fonksiyonel bir bozukluktur. Genelde afazi birden ortaya çıkar ancak beyin tümörü gibi yavaş ilerleyen hasarlarda ise zamanla oluşabilir.

Afazide dili anlamada veya ifade etmede bir bozukluk söz konusudur. Diğer bir deyişle bir beyin zedelenmesi sonucu ortaya çıkan sözel ve işitsel iletişimi etkileyen motor ve duygusal dil bozukluklarını içeren bir durumdur (Özgür 2004 s.96). Afazi tanısı olan öğrencilerin bireyselleştirilmiş eğitim programından yararlandırılması düşünülmelidir. Ayrıca konuşma terapisi desteği alınmalıdır.

Kekemelik

Kekemelik

Kekeme bozukluğu farklı gelişim örüntülerinden kaynaklanabilir dil gelişimi psiko-sosyal gelişim ve fiziksel gelişim kekeleme bozukluğuna yol açabilir. 

Kekeleme bireyin konuşmaya başladığı anlardan itibaren gözlenilmeye başlayabilir. Kekeleme psikolojik etkilerden dolayı da görülebilir. Bu durum diğerleriyle karıştırılmamalıdır. Yaşanılan psikolojik bir travma ani korku ve şoklar kekelemenin ortaya çıkmasına neden olabilir.

Kekemeliğin yaygınlığı %1 olarak bilinmektedir. Küçük çocuklarda daha sık olmakla birlikte daha büyük çocuklarda ve yetişkinlerde azalma eğilimi göstermektedir. Kekemelik kız çocuklara oranla erkek çocuklarda 3-4 kat daha fazla görülmektedir.

Kekeme bozukluğu olan bireyler ihtiyaçlarına göre yönlendirilmelidirler. Psikolojik terapi ihtiyacı olanlar terapiste konuşma eğitimi ihtiyacı olanlar konuşma terapistine yönlendirilmelidirler. Okul ve sınıf ortamında öncelikli olarak akranlarının bu durumu kabul etmesi ve alay etmemesi grup dışına itmemesi için sınıf içi arkadaş ilişkilerinin geliştirilmesi amacıyla grup oyunları oynamak düşünülebilir. Sınıf içinde kendini ortaya koyması için teşvik edilebilir. Kekeleme bozukluğu olan bireyleri konuşma terapistine yönlendirmek gerekir.

Fonolojik Bozukluk

Fonolojik Bozukluk

Fonolojik bozukluğunda birey anadilini bağımsız yada bileşik sesleri doğru ve anlaşılır biçimde çıkaramaz birbirine gereği gibi ulayamaz. 

Ya da bu seslerin çıkarılması ve ulanmasında onun yaşından beklenenden çok fazla sapma görülüyorsa onda artikülasyon bozukluğu var demektir. Artikülasyon bozukluğu çocuklarda dört türde görülür bunlar sesin düşürülmesi veya atlanması ses eklenmesi ses değiştirilmesi ve sesin bozulmasıdır

Fonolojik bozukluk bireyin yaşıtlarına göre yanlış sesler çıkartması ve kullanması söylemesi bir sesin yerine başka bir sesi söylemesi olarak gözlenilmektedir. Fonolojik bozukluğu olan bireylerle okul ve sınıf ortamında ses şarkı ve tekerleme çalışmaları yapılabilir. Öncelikli olarak ses çalışmaları üzerinde durulmalıdır. Bu kişiler konuşma terapistine yönlendirilmelidirler.

Sözel Anlatım Bozukluluğu

Sözel Anlatım Bozukluluğu

Bu bozukluk kullanılan sözcük sayısının çok sınırlı olması dil bilgisi yönünden zaman seçiminde hata yapma sözcükleri anımsamakta yada gelişimine göre uygun uzunlukta ve karmaşıklıkta cümle kurmakta güçlük çekme 

olarak kendini gösterebilir.  

Bu bozukluk kullanılan sözcük sayısının çok sınırlı olması dil bilgisi yönünden zaman seçiminde hata yapma sözcükleri anımsamakta yada gelişimine göre uygun uzunlukta ve karmaşıklıkta cümle kurmakta güçlük çekme olarak kendini gösterebilir.

Sözel anlatım bozukluğunda dikkatimizi çeken nokta okul ve ev ortamında bireyin yaşıtlarına göre kullandığı sözcük sayısının çok sınırlı olması dil bilgisi yönünden zaman seçiminde hata yapması sözcükleri anımsamakta yada gelişimine göre uygun uzunlukta ve karmaşıklıkta cümle kurmasında performans düşüklüğü görülmesidir.

 Bu kişilerin konuşma terapistine yönlendirilmesi düşünülebilir. Sözel anlatım bozukluğu olan bireylerle okul ve sınıf ortamında kavramlarla ilgili çalışılabilir dilin etkili ve doğru olarak kullanıldığı filmler izlettirilebilir şarkı dinlettirilebilir. Sözel etkileşime dayalı grup oyunlarına katılımı teşvik edilebilir.

Gecikmiş Dil ve Konuşma Bozukluğu Nedir?

Gecikmiş Dil ve Konuşma Bozukluğu Nedir?

Gecikmiş Dil ve Konuşma Bozukluğu Nedir?

Çocuğun, konuşulanları anlama ve konuşmayı kullanarak iletişim kurma becerilerinin yaşıtlarından geri kalması durumudur.

Dil ve konuşma gelişimi, bebek doğduğu andan itibaren başlayıp devam eden bir süreçtir. Gelişim sürecinin her evresinde, çocuğun çıkarması gereken sesler ve gerçekleştirmesi beklenen

davranışlar farklıdır.  Genel olarak çocuklar bu evreleri aynı yaşlarda tamamlarlar. Ancak her çocuğun kendine özgü bir gelişim seyri vardır. Bu nedenle, kimi çocuklar bazı becerileri daha erken dönemlerde gerçekleştirirken, kimileri daha geç yaşlarda aynı gelişim seviyesine ulaşırlar. Çocukların gelişim düzeylerinin tespit edilebilmesi amacıyla geliştirilmiş olan bir takım değerlendirme envanterleri ve testler aracılığı ile çocuğun gelişimini takip etmek mümkündür.

Gecikmiş Dil ve Konuşma Bozukluğunun Sebebi Nedir?

İşitme engeli, zeka geriliği, yaygın gelişimsel bozukluklar (otizm, asperger sendromu vb), dudak-damak yarıklığı, Cerebral Palsy (CP), öğrenme güçlüğü, disleksi, olumsuz çevre koşulları, anne-baba ya da çocuğa bakım veren kişilerin yanlış tutumları, sebebi belirlenemeyen durumlar gibi çok çeşitli nedenlerden ötürü çocuğun alıcı dil (konuşulanları anlama) ve ifade edici dil (konuşarak kendini anlatabilme) becerilerinin yaşıtlarıyla aynı düzeyde gelişmemesidir.

 

Geçikmiş Konuşmanın Nedenleri

 

Zihinsel Engel

2 yaşına kadar çocuğun çıkardığı seslerle zekanın ilişkisi olmamasına karşın, 2 yaşından sonra dil gelişimiyle IQ arasında sıkı bir ilişki olduğu görüşü ağır basmaktadır.Dil zekaya bağlı olarak gelişir. Zihinsel engelliliği meydana getiren veya zeka gelişimini engelleyici sebeplerin bir çoğu konuşma gelişimini engelleyici sebeplerin bir çoğu konuşma gelişimini de engeller.Zeka seviyesi tanı ve terapide izlenecek yolun saptanması için önemlidir.
 
 

İşitme Kaybı

Konuşma ses algısına dayandığı için çocuğun işitme engeli konuşma gelişimini etkiler. Doğuştan işitme engelli olanlar özel metotlarla öğretilmedikçe konuşmayı kazanamazlar. Ağır işitenler ise işitme engellerinin iletisel veya sinirsel oluşlarına göre artikülasyon bozukluğundan ses bozukluklarına kadar çeşitli konuşma engeli geliştirirler. Çocuğun işitme durumu tespit edilmelidir. Odiometrik muayene ile bir odiogramının çıkarılmasında fayda vardır
 
 

Aile ve Çevre Koşulları

Aile ile ilgili nedenlerin başında çocuğun konuşma için gerektiği kadar güdülenmeyişi gelir. Çocuk konuşmanın bir işe yaradığını hissetmezse konuşmayı öğrenmek için kendini zorlamaz. Öğrenmede güdüleme ödül ve ceza ile olur. Ailenin çocuğa konuşmayı öğretmek için ne gibi bir yol izlediğini öğrenmek gerekir. Disiplin daha ağır basıp ödül yetersiz,zamana ve duruma uygun olarak kullanılmıyorsa konuşma gelişimi çok yavaş olur. Hatta bazen hiç gelişmez. 3 yaşından önce konuşmalarında gelişme görülmeyen çocuklarla ilgili olarak yapılan vaka incelemeleri bu çocukların bir yaşından önce tuvalet kontrolü ve kendi kendilerine yemek yemeleri için aşırı zorlanmış olduklarını ortaya çıkarmıştır. Çocuğun konuşmayı öğrendiği devrede evde iyi, açık ve anlaşılır konuşma örneğine sahip olması önemlidir. Evde birden fazla dilin konuşulması da çocukta dilin algılanmasını güçleştirir.
 
 

Sağlık Durumu

Konuşma gelişim devresinde uzun süren ve ağır geçen hastalıklar çocuğun konuşma gelişimini engeller. Hastalık birinci yaşta olursa etkisi daha çok olabilir. Hasta olan bebeğin “babıldama “ döneminde keyifli ve rahat ses çıkarması beklenemez.Böylece babıldama ile kazanacağı sesleri çıkaramaz. Ayrıca böyle durumlarda çocuk konuşmaya az teşvik edilir, kendini iyi hissetmez ve her istediği önceden yapılır buda çocuğun konuşma ihtiyacı duymamasına neden olur.
 
 

Motor-Koordinasyon Güçlüğü

Bazı çocuklar dil, damak, dudak gibi konuşma organlarını kontrolde güçlük çekerler. 5 veya 4 yaşından önce çocuk felci geçirmiş olanların anlaşılır bir konuşma kazanmaları pek enderdir. Damak ve boğaz çevresinde kısmi felç olduğunda yine aynı durum görülebilir. Bu bakımdan nörolojik muayeneyi içine alan tam bir tıbbi muayene gerekmektedir.
 
 

Duygusal Çatışma

Çocuklar konuşmalarını bir kaza, bir şok veya duygusal çatışma nedeniyle kaybedebilirler. Korkular, heyecanlar, aile hayatındaki büyük değişiklikler, yeni bir kardeşin doğumu gibi durumlar konuşmayı etkiler. Problemin giderilmesi, çocuğun konuşmasının ilerletilebilmesi için teşhis şarttır. Ne çeşit bir problem olduğu ve ayrıntıları bilinirse terapi sürecinin başlatılıp başlatılmayacağına karar verilir. İnceleme doktorlar , psikologlar ve konuşma engeli uzmanları tarafından yapılır. İnceleme raporu hazırlanarak yapılacak çalışmalar belirlenerek aileye bilgi verilir.
 

Dil ve Konuşma Bozukluğu Nedir?

Dil ve Konuşma Bozukluğu Nedir?

Dil ve Konuşma Bozukluğu Nedir?

Dil ve konuşmayla ilgili bozukluklar da birbirinden farklıdır. Bir kişi diğerlerini anlamakta, düşüncelerini paylaşmakta güçlük çekiyorsa bu dil bozukluğudur.

Eğer bir kişi konuşma sesleri düzgün veya akıcı telaffuz edemiyorsa, konuşması akıcı değilse ya da sesiyle problemi, varsa bu konuşma bozukluğudur.

 

Dil Ve Konuşma Terapisi Nedir? 

Dil ve konuşma terapisi, dil ve/veya konuşma bozukluğu olan birçok çocuk için uygulanan tedavi yöntemidir. Konuşma  bozukluğu  seslerin doğru üretilememesi ile ilgili bir problem iken  dil bozukluğu anlamadaki güçlük ya da  düşüncelerini bildirmek için kelimeleri bir araya koyamamaktır.